Türkiye’de yaşayan bir Müslüman niçin yılbaşı kutlamaz?

Milli Gazete yazarı Abdulaziz Kıranşal’ın “Türkiye’de yaşayan bir Müslüman niçin yılbaşı kutlamaz” başlıklı bgünkü yazısında Türkiye’nin durumu gözler önüne seriliyor. Yılbaşı kutlamalarının neden yapılmaması gerektiği güzelce izah ediliyor.
Yılbaşı kutlama organizasyonları, halkın televizyon karşısında geçirdiği ifsad dolu zaman, dinin emirlerine aykırı eylem ve davranışlar… Halkının yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de yılbaşı adı altında yapılan eğlencelerin, piyango çekilişlerinin ne kadar yanlış olduğu İslam alimlerince defaatle belirtilmesine rağmen yanlışta ısrar devam ediyor.
Abdulaziz Kıranşal’ın bugünkü yazısı

Türkiye’de yaşayan bir Müslüman niçin yılbaşı kutlamaz

Türkiye’de yaşayan bir Müslüman, 15 Temmuz darbesinin püskürtülmesiyle Allah’ın bu memleketi nasıl bir uçurumun kenarından kurtardığını görüp  “Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir.” (İbrahim, 14/7) ilahi uyarısı gereği, Allah’a büyük bir şükür olsun diye yılbaşı bahanesiyle düzenlenen günah ve azgınlık ayinlerinden uzak durur.
Türkiye’de yaşayan bir Müslüman, memleketinde patlayan bombalarla ve terör saldırılarıyla şehit olan asker ve polis eşlerinin ve yetimlerinin gözlerinden yaşlar akarken, şehit analarının ağıtları kulaklarda yankılanırken, sınır içinde ve sınır dışında güvenlik güçleri ölümle burun burunayken “Müslümanların birbirini sevme ve desteklemedeki durumları bir beden gibidir. Bedenin bir uzvu rahatsız olursa, bedenin bütün organları rahatsız olur ve uykusu kaçar.” (Müslim) nebevi talimatı gereği kardeşlerinin derdiyle dertlenir ve yılbaşı bahanesiyle sabaha kadar vur patlasın çal oynasın diyerek eğlenmekten birazcık hayâ eder.
Türkiye’de yaşayan bir Müslüman, darbe, terör, ekonomik kriz, savaş tehdidi, bunca bela ve bunca musibetten sonra “Başınıza her ne musibet gelirse, kendi yaptıklarınız yüzündendir. O, yine de çoğunu affeder.” (Şura, 42/30) ilahi uyarısı gereği, kendi elleriyle işleyeceği günahlar nedeniyle yeni bela ve musibetlerle karşılaşmamak için yılbaşı nedeniyle Allah’ın sınırlarını aşmaktan çekinir. “Bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez.” (Rad, 13/11) ayeti gereği günahlardan ve haramlardan uzak durarak önce kendi durumunu düzeltmeye gayret eder.
Türkiye’de yaşayan bir Müslüman, kavimleri helak eden içki, kumar, zina ve azgınlık gibi büyük günahların tamamının toplu halde işlenip, adeta insanlığın toptan Allah’a isyan yarışına girdiği bir gecede safını belli ederek, “Onlardan her birini günahları sebebiyle ansızın yakaladık. Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgârlar gönderdik. Kimini korkunç bir ses yakaladı. Kimini yerin dibine geçirdik. Kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, (onlar günahlarıyla) kendilerine zulmediyorlardı.’’ (Ankebut, 29/40)  İlahi tehdidi gereği günahın dibine düşülen bu gece Rabbine sığınır.
Türkiye’de yaşayan bir Müslüman bilir ki zalimler yılbaşı bahanesiyle Suriye’yi parçalamanın, Halep’i boşaltmanın, Arakan’da Müslümanları diri diri yakmanın, Afrika’da aç bırakmanın, Gazze’de ambargo uygulamanın, Bangladeş’te Müslüman liderleri darağaçlarında sallandırmanın ve ümmetimize karşı başlattıkları son emperyalist ve haçlı saldırının kutlamasını yapacaklar. İşte bu nedenle “Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra size yardım da edilmez.” (Hud, 11/113) İlahi uyarısı gereği bu zalimlerin yılbaşı kutlamalarına katılarak onlara benzemekten ve meyletmekten korkar.
Türkiye’de yaşayan bir Müslüman, Efendimiz’in (s.a.s) “Sizler, kendinizden önce geçen milletlerin yoluna karışı karışına, arşını arşınına, tıpa tıp muhakkak uyacaksınız. O dereceye kadar ki, şayet onlar daracık bir keler deliğine girmiş olsalar, siz de muhakkak onlara uyarak oraya gireceksiniz, onlara tabi olacaksınız.” (Buhari)  uyarısı gereği batılın peşine takılmamak “Kim bir millete benzemeye çalışırsa, o da onlardandır”. (Ebu Davut) hadis gereği de batıla benzememek için her türlü yılbaşı kutlamasından uzak durduğu gibi çevresine de bu konuda sürekli nasihatte bulunur.