Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla Müslümanların Allah’a yaklaşması ve O’na olan kulluk vazifesini yerine getirmek için büyük bir fırsat da gelmiş oldu. Kurban Bayramı ve kurban ibadeti hakkında birçok önemli konu hakkında gazetemize konuşan ilahiyatçı-yazar Abdülaziz Kıranşal, Millî Gazete muhabiri Onur Şehmus Şahin’in sorularını yanıtladı.
Kıranşal, kurbana yönelik faizli kampanyaları işaret ederek, “Nasıl kesildiğini, kimin kestiğini bilmediğimiz, kafamızda bin türlü soru ve şüphe oluşturacak uygulamalardan kaçınalım” dedi.
Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla İslam âlemi için Allah’a olan kulluk vazifesini yerine getirme fırsatı da gelmiş oldu. Kelime manasıyla Allah’a yaklaşmak olan kurban, Hz. İbrahim’den beri her Müslüman’ın yerine getirdiği önemli bir ibadet. İlahiyatçı-yazar Abdülaziz Kıranşal Hoca’yla İslam’ın 5 şartından biri olan kurban ibadeti hakkında konuştuk. Kurbanın dinimizdeki yerinden ortak kurban kesecek hissedarların arasındaki hukukun nasıl olması gerektiğine kadar birçok önemli konuyu Millî Gazete’ye değerlendiren Abdülaziz Kıranşal, her Müslüman’ın Kurban Bayramı’nı en güzel şekilde değerlendirmesi gerektiğini söyledi.
Bir güne, zamana, mekâna Allah ne kadar değer yüklemişse o zaman, mekân ve gün, şeytan için de üzerinde plan yapılması gereken, ifsat edilmesi gereken, berbat edilmesi, değerinin sulandırılması, yok edilmesi gereken büyük bir hedef demektir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.s), “Ey kızım Fatıma! Kalk, kurbanın kesilirken yanında bulun, şunu iyi bil ki; onun kanından yere düşen ilk damlasıyla işlemiş olduğun günahların tümü affedilir” (Heysemi) müjdesiyle kurban ibadetinin bizleri bir ömürlük günah yükünden kurtarabilme ihtimal ve imkânını taşıyan muhteşem bir fırsat olduğunu öğreniyoruz. Böyle muhteşem bir fırsat karşısında elbette ki nice peygamberlerle uğraşmış, Firavun görmüş, Nemrut görmüş, Ebu Cehil görmüş ve binlerce yıllık tecrübe kazanmış şeytan da boş durmayacak ve kurban ibadetini hakkıyla yerine getiremememiz için ciddi hazırlıklar yapacak, tuzaklar kuracak, vesveseler verecektir. Tüm bunlara hazırlıklı olarak, kurban ibadetini yerine getirebilmek için tüm imkânlarımızı seferber edip bu muhteşem fırsattan yararlanmanın yollarını aramak müminler olarak ana vazifelerimizdendir.
Marketlerin düzenlemiş olduğu Kurban Bayramı kampanyaları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mümkünse kurbanımızı canlı olarak alıp ailemizle birlikte dualarla, şükürlerle, tesbihlerle keserek ibadetin ruhunu ve manasını ailecek yaşmaya gayret edelim. Kapitalizmin kurbanlarımız üzerinden semirmesine vesile olan marketlerin paketlenmiş kurban kampanyalarından uzak duralım. Nasıl kesildiğini, kimin kestiğini bilmediğimiz kafamızda bin türlü soru ve şüphe oluşturacak uygulamalardan kaçınalım. Hele hele sermayesinin emperyalizme aktığından emin olduğumuz kimi şirketlerin, alışveriş merkezlerinin kurban ibadetimize de el atmasına asla müsaade etmeyelim.
Kredi kartına taksitlerle bile kurban kesiliyor, bu ne kadar doğru?
Kurban ibadeti, kurban kesebilecek maddi gücü olanların yapacağı bir ibadettir. Allah’ımız kurban kesebilecek imkânı olmayanları bu ibadetle sorumlu tutmaz. İmkânı olmadığı halde bankaların faizli kredilerine başvurup kurbanına faiz bulaştırmak, büyük bir haram ve günah çukuruna yuvarlanmak akıl kârı bir iş değildir. Faizin, kredilerle, promosyonlarla, BES’lerle, hemen hemen her eve ve her keseye girdiği, bayramda bayram kredisi, kurbanda kurban kredisi verildiği bir zamanda kurban ibadetini faizden muhafaza etmek üzerimizdeki en büyük vazifelerimizdendir. Hayır, hasenat işlemeden önce ilk görevimiz haramlardan uzak durmaktır. Üstad Hasan el Benna’nın dediği gibi; “Yapacağımız ilk ve öncelikli hayır, şerri terk etmektir.”
Kurban kesecek hissedarlar arasındaki hukuk nasıl olmalıdır? Hissedarlar nelere dikkat etmeli?
Kurban ibadetimizi beraber yapacağımız ortaklarımızı iyi seçelim. Allah için yaptığımız bir ibadetin sonucunda bir ömür küslüklere, gıybete, dedikoduya, dargınlıklara vesile olabilecek uyumsuz ortaklıklardan uzak duralım. Ortaklar arasında paylaşımda kimsenin aklında bir şüphe bırakmayacak bir yöntem belirleyelim. Kesim alanından ayrılırken hissedarların aklında en ufak bir şüpheye, kalplerinde küçük bir kırgınlığa bile sebep olacak sözlerden ve davranışlardan uzak duralım. Mümkünse ortaklarımız arasında İslam ahlakı, yaşayışı ve fıkıh bilgisi açısından yetkin birisinin bulunmasına dikkat edelim. Bu mümkün değilse önceden kurban ibadeti ve kurban hissedarlığı ile ilgili bilgilerimizi tazeleyelim.
Bir Müslüman bayrama nasıl hazırlanmalıdır? Bayramı nasıl geçirmelidir?
Efendimiz’in (s.a.s), “Allah’ın kullarını en fazla bağışladığı günlerden birisi de arefedir. Şeytan arefe günü görüldüğünden daha hor ve hakir daha zelil ve öfkeli başka bir günde görülmemiştir. Bunun sebebi Allah’ın rahmetinin inişini ve kullarının büyük günahlarını bağışladığını görmesidir.” (Muvatta) uyarısı gereği şeytanın arefe günlerinde bize büyük bir öfkeyle saldıracağını ve tuzaklar kuracağını unutmayalım. Özellikle bayram temizliği ve bayram alışverişini bu güne bırakmayalım. Bayram günü de ibadetle, zikirle ve dua ile geçirmeye gayret edelim. Bu günde çarşı pazarda, trafikte, AVM’lerde zaman harcamaktan, gereksiz tartışmalardan, haram bakışlardan, lüzumsuz konuşmalardan uzak durmaya gayret edelim. Şeytanın en büyük projelerinden birisinin de müminlere arefe ve bayram gününü heba ettirmek olduğunu unutmayalım.
