Abdülaziz Kıranşal Hoca’dan Dizi İlmihali

Anadolu Gençlik Derneği yöneticilerinden, Abdülaziz Kıranşal Hoca “Dizi İlmihali” yayımladı: “Haleb’in, Bağdat’ın, Gazze’nin evlerini füzelerle vuran emperyalistlerin, bizim evlerimizi de her akşam evli kadınların evli erkeklerle ilişkisini özendiren dizilerle bombalamasına asla izin vermeyeceğiz.”

Abdülaziz Kıranşal Hoca’nın Milli Gazete’deki köşesinde yayınladığı “Dizi İlmihali” şöyle:

“Haleb’in, Bağdat’ın, Gazze’nin evlerini füzelerle vuran emperyalistlerin, bizim evlerimizi de her akşam evli kadınların evli erkeklerle ilişkisini özendiren dizilerle bombalamasına asla izin vermeyeceğiz.

Normalde eşimizin ve çocuklarımızın yanına bile yaklaştırmayacağımız, birçoğunun içki, kumar ve uyuşturucu müptelası olduğunu açıkça bildiğimiz, zinayı seviyeli bir ilişki olarak gören insanların artist ve sanatçı olarak diziler vesilesiyle evlerimize girip ailelerimize yaklaşmasına da izin vermeyeceğiz. Sokakta görmeye dahi tahammül edemediğimiz, karşılaşınca kafamızı çevirdiğimiz görüntüleri ve günahları, dizi senaryosu olarak televizyonumuzda da görmeye kesinlikle tahammül etmeyeceğiz.

Ahir zamanda Müslümanlık kalitemizin kıldığımız namazla, okuduğumuz Kur’an’la, bıraktığımız sakalla, taktığımız başörtüsüyle ilgili olduğu kadar, evlerimizde ailecek izlediğimiz ve izlettiğimiz dizilerle de yakından ilgili olduğu unutmayacağız.

“Kim bir kötülüğe aracı, vesile olursa ona da o kötülüğün (günahından) bir pay vardır.” (Nisa, 4/85) ilahi uyarısı gereği, evlerimizde haram ve günah içerikli dizileri izlettirdiğimiz takdirde büyük kötülüklere vesile olabileceğimizin bilinciyle, bu konuda gerekli önemleri alıp eş ve çocuklarımıza sürekli nasihat ederek, uyarılarda bulunacağız.

“Mümin erkeklere söyle gözlerini haramdan korusunlar…”, “Mü’min kadınlara söyle gözlerini harama bakmaktan korusunlar…” (Nur, 24/30-31) ilahi emri gereği İslam fıkhının belirttiği tesettür ölçülerine uymayan erkek ve kadınların rol aldığı dizileri izlemediğimiz gibi, evlerimizde bu tür dizilerin izlenmesine müsaade etmenin de kendi ailemizin temellerine dinamit koymaktan farksız olmadığının şuurunda olacağız.

“Zinaya yaklaşmayın” (İsra, 17/32) ilahi emri ve “Gözlerin zinası (bakılması haram olan kimselere şehvetle) bakmaktır” (Buhari) nebevi uyarısı gereği nikahsız ilişkilerin, aldatma senaryolarının teşvik edilip normal gösterildiği, her türlü şehevi duygunun azdırıldığı dizileri izlemenin ve izlettirmenin Allah’ın ve Rasûlünün (s.a.s) emirlerine açıkça bir isyan olduğunu bileceğiz.

Haramı teşvik etmek ve yayılmasına vesile olmakta haramdır. Kur’an’ımızın “şeytan işi birer pislik olarak tarif ettiği içki, kumar ve falcılık” (Maide, 5/90), “Allah’a ve Rasûlü’ne savaş olarak tarif ettiği faiz ve tefecilik” (Bakara, 2/279) gibi haramların teşvik edildiği dizileri izleyerek reytinginin artmasına ve bu tür dizilerin aylarca ekranlarda ve gündemde kalmasına vesile olmanın da haram olduğunu unutmayacağız.

Suriyeli yetimler için, Gazze’li bebekler için, şehit olan asker ve polislerimiz için, sahipsiz ümmet ve garip Müslümanlar için akıtmamız gereken gözyaşlarımızı dizilerin sanal ve acıklı bölümleri için akıtmayı büyük bir israf olarak göreceğiz.

Ahlakın reytinge kurban edildiği, her türlü günahın bir yaşam tarzı olarak servis edildiği Türk dizilerinin, Arap ülkelerine ve Türki cumhuriyetlere ihraç edilmesinin aslında bir başarı değil büyük bir zillet ve kötülüğün yayılması için ahlaksızlık ihracı olduğunu unutmayacağız.

Daha televizyonlarındaki ahlaksız programlara ve dizilere bile bir çekidüzen veremeyen bir sistemin dünyaya nizam vermekten bahsetmesinin koca bir hayalden ibaret olduğunun farkında olacağız. Tüm zulümlere son vermek için yeryüzünün iktidarına talip olmadan önce, iktidarı bize ait olan evlerimizdeki dizilerin zulmüne son bir vermemiz gerektiğini bileceğiz.

Değerlerimizi ve ahlakımızı yerle bir eden dizilerin ve filmlerin tüm zararlarını kökten bitirecek İslam Kültür İşbirliği Teşkilatının kurulması için de canla başla çalışacağız.”